31 Ağustos 2009 Pazartesi

AVANOS-NEVŞEHİR






Nevşehirin 18 km.kuzeyindedir Avanos.Bölge,birbirinden güzel kaya kiliseleri,doğal güzellikleri, vadileri ve yeraltı şehirleriyle bir açık hava müzesi durumundadır.Avanos, Kapadokya bölgesinin el sanatları, doğal güzelliği, eski evleri ve sanatçı insanıyla bilinen bir ilçesidir. Kızılırmak ilçeyi ortadan ikiye böler. İki yakayı sallanan asma köprü ve tarihi taş köprü birbirine bağlar. İlçenin bir yakası yeni Avanos diğeri ise eski Avanos olarak adlandırılır. Eski yaka Kültür bakanlığı tarafından koruma altına alınmıştır ve kayadan oyma ve taştan yapılma eski Avanos evlerinden oluşur. Bu ev ve kayadamlarda Hititlerden bu yana devam eden çanak atölyeleri, yöresel kilim, halı dokuma ve satış mağazaları ile Avanos Evi nin de aralarında bulunduğu restore edilmiş eski evlerden oluşan konaklama yerleri vardır.

Gezilecek Yerler

Zelve: Avanos'a 5 km, Paşabağlarına 1 km uzaklıktaki Zelve, Aktepe'nin dik ve kuzey yamaçlarında kurulmuştur. Üç vadiden olaşan Zelve Ören Yeri, peribacalarının en yoğun olduğu yerdir. Vadideki peribacaları sivri uçlu ve geniş gövdelidir.

Çavuşin (Nicephorus Phocas) Kilisesi: Göreme-Avanos yolu kenarında, Göreme'ye 2.5 km uzaklıktadır. Oldukça yüksek tek nefli, beşik tonozlu, üç apsisli olan kilisenin narteksi yıkılmıştır.

Güllüdere (Aziz Agathangelus) Kilisesi: Çavuşin köyüne yaklaşık 2 km uzaklıktaki Güllüdere vadisinin en soldaki kolunda yer alır. Vadinin hemen başlangıcında, solda dik bir yamaç üzerine yapılmıştır.Nef, dikdörtgen planlı, düz tavanlı ve geniş tek apsislidir. VI.-VII. yüzyıla tarihlenen mimariye IX.-X. yüzyılda apsis ilave edilmiştir. Apsisteki iki ya da üç fresk seviyesi apsisin devamlı olarak boyandığını gösterir. Madalyon içinde tahtta oturan İsa'nın sağında ve solunda yer alan İncil yazarlarının sembolleri simetrik olarak resmedilmiştir. Düz tavan, kabartma olarak yapılmış, ortada daire içinde haç, kenarlarda ise palmiye motiflerinin arasında çelenk motifleriyle dekore edilmiştir. Bu şekilde haçı esas alan dekorasyonlar daha çok İkonoklastik Döneme aittir. Kapadokya'da yaşayan halkın haça karşı özel sevgisinden dolayı İkonoklastik Dönem sonrasında da sevilerek yapılan bir motiftir. Çünkü haç Kudüs'teki "Kutsal Haç"ı temsil etmekteydi.

Özkonak Yeraltı Şehri: Avanos'un 14 km uzağında yer alan yeraltı şehri, İdiş dağının kuzey yamaçlarına volkanik granit bünyeli tüf tabakalarının oldukça yoğun olduğu yere yapılmıştır. Geniş alanlara yayılmış olan galeriler birbirlerine tünellerle bağlanmıştır.
Gezilecek Diger Yerler
Alaattin camii,Yerlatı Camii,Eski Taş Evler,Çanakçı Heykeli,Kaya Oyma Yerler ve Yerlatı Şehirleri

Vadiler:Nevşehir,Niğde,Aksaray ve Kayseri illeri arasında yer alan, 3.Jeolojik zaman sonu ile 4.zaman başlarına kadar faaliyet gösteren Erciyes ve Hasan Dağlarının volkan tüflerinden meydana gelmişlerdir.Binlerce yıl yağmur ve kar sularının, sellerinin, rüzgarın,sıcaklık farklarının ve arazi yapısı gibi bir çok faktörün etkisiyle toprağın aşınması sonunda oluşan vadiler ve peri bacaları eşsiz ve benzeri olmayan tabiat harikalarıdır.Zelve, Dervent, Güllü Dere, Kızılçukur ve Dere Yamanlı vadileri ilçemiz sınırları içinde bulunan ve birçok turist çeken vadilerdir.
Yapmadan dönme
Avanos'ta çanak-çömlek atölyelerinde ayakla çevrilen tezgahların başına geçerek, seramik kap yapmadan,
El sanatlarından satın almadan
Yörelere özgü şaraplardan tatmadan dönmeyin.

Not:fotograflar Avanos belediyesi sayfasından alınmıştır.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

YEDİGÖLLER-BOLU







İlk gördügümde hayran kalmıştım dogasına.Günübirlik bir gezme için gitmiştik ama hep orada kalınsa ve doganın bize sundugu oksijen solunsa nasıl olur diye düşünmüşümdür hep.Ulaşımı zor ama gitmeye deger yerlerden biridir bence.
Nasıl Gidilir?
Batı Karadeniz Bölgesi’nde Bolu’nun 42 km. kuzeyinde Zonguldak’ın güneyinde yer alan Milli Parka Ankara–İstanbul karayolunun 152. km’sindeki Yeniçağa ve 190. km’sindeki Bolu’dan kuzeye ayrılan yollarla ulaşılır. Kışın Bolu–Yedigöller güzergâhı (karla) kapalı olduğundan ulaşım sadece Yeniçağa–Mengen–Yazıcık üzerinden yapılır.
7 gölden oluşmuştur. Milli park içindeki “Köyyeri” mevkiinde yeni Bizans dönemine ait bulunan kalıntılardan, eski dönemlerde bölgenin bir yerleşim yeri olduğu anlaşılmaktadır.Milli park bünyesinde Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl olarak 7 göl vardır. Bu göller aralarında 100 m. yükselti farkı bulunan iki plato üzerindedir. Ortalama 780 m. yükseklikte olan platodaki göllerin en büyüğü Büyükgöl’dür. En derin yeri ise 15 m’dir. Büyükgöl’ün güneydoğusundaki Deringöl, 20 m. uzunluğundaki akan bölümü ile Büyükgöl’e bağlıdır. Büyükgöl, Yedigöller’de canlı alabalık yetiştirilmesi için damızlık amaçlı kullanılmaktadır. Büyükgöl’ün kuzeyinde ise Seringöl bulunmaktadır. Yaban hayvanlarından ayı, domuz, kurt, tilki, sansar, sincap, geyik, karaca ve tavşan ile kuşlardan yabani ördek, yabani güvercin ve keklik vardır. Milli Park sahasında 100’ün üzerinde kuş türü tespit edilmiştir. Bu özellikleriyle Yedigöller Milli Parkı tam bir doğa cenneti durumundadır. Her yıl mayıs-eylül dönemlerinde Büyükgöl ve Deringöl’de ücret karşılığı sportif olta balıkçılığı yapılabilmektedir. Göllerde göl alası ve gökkuşağı alabalığı vardır. Yedigöller Milli Parkı içerisindeki “Kapankaya Manzara Seyir Yeri”ne çıkılarak gölleri ve eşsiz peyzaj güzelliklerini görmek mümkündür. Bu güzergâh üzerinde bir de anıt ağaç bulunmaktadır. Ayrıca, milli park içindeki geyik üretme istasyonu ziyaret edilebilir. Sessiz ve sakin bünyesi, güzel manzaraları, değişik arazi şekilleri, yürüyüş yolları, şelaleleri, çeşitli cinste bitki ve ağaçlarla süslü yamaçlarıyla piknik, dinlenme, fotoğraf çekme, spor yapma ve kamp kurma gibi rekreatif faaliyetler yapılır.
Nerede Kalınır?
Konaklama ihtiyacı Orman Bakanlığı’na ait 40 yatak kapasiteli bungalov evlerde sağlanabilir. Ayrıca, 1 hektarlık alanda çadırla veya karavanla konaklama da yapılabilir.
Ne Yenir?
Deringöl yanında bulunan balık üretme istasyonundan ücret karşılığı canlı alabalık alınabilir. Parkın ziyarete en uygun zamanı nisan-kasım ayları arasıdır.
Yapmadan Dönme
Alabalık çiftliginde alabalık yemeden
Çadır kurmadan veya Bungalovlarda kalmadan
Yedi adet gölü de görmeden dönmeyin derim.
Not:Bilgiler Bolu Kültür Turizm Bakanlıgı sayfasından Fotograflar yedigoller.info adresinden alınmıştır.

21 Ağustos 2009 Cuma

KÜÇÜKKUYU-YEŞİLYURT KÖYÜ-CANAKKALE


Küçükkuyu beldesinde bulunan Yeşilyurt köyü, eski taş evleri ve güzel doğasıyla, başta İstanbul ve İzmir'de yaşayanlar olmak üzere, büyük şehirlerin stresinden günübirlik kaçmak isteyenlerin ilgisini çekmeye başladı.
Yeşilyurt köyü, doğu-batı yönünde 40 km boyunca uzanan Kazdağları'nın en batı kısmında, Ege Denizi'ne hakim bir tepenin yamacında yer alıyor. Mitolojiye göre, dünyanın ilk güzellik yarışması, köyün de bulunduğu bu dağda yapıldı ve yarışmada, Kral Priamos'un oğlu Paris, Helen, Athena ve Afrodit arasından güzelliğin ve sevginin simgesi Afrodit'i kraliçe olarak seçti. Yüzyıllardır yaşamın sürdüğü, Likyalılar, Persler ve Romalılara zaman zaman yurt olan bölge, antik İyonya'nın önemli geçiş noktalarından birisini oluşturdu. Bölgenin önemli yaşam alanlarından biri olarak bilinen Yeşilyurt köyü, 1355 yılında Oğuzlar’ın 24 boyundan biri olan Çepni boyunun Anadolu'da yayılan uç beyi tarafından ''Büyük Çetmi'' ismiyle kuruldu. Bu köyün karşısındaki yamaca da uç beyinin küçük kardeşi tarafından ''Küçük Çetmi'' köyü kuruldu. Günümüzde halen kurulu bulunan bu iki köy, karşı yamaçlardan birbirine bakıyor.
''Büyük Çetmi''de Rumlar ve Türkler yıllarca bir arada yaşadı, 1924 yılındaki mübadelede Rumlar köyü terk etti. Rumlara ait kilisenin temelleri, köyün alt mahallesinde bulunurken, yine bu köyde yer alan caminin yapımında Rum ustaların da çalıştığı belirtiliyor. 1970 yılında Yeşilyurt ismini alan köy, eski taş evleri ve güzel doğası ile özellikle büyük şehirlerde yaşayanların ilgisini çekiyor. İstanbul ve İzmir'de yaşayanlar başta olmak üzere, şehir stresinden uzaklaşmak ve dinlenmek isteyen vatandaşlar, son yıllarda, Yeşilyurt köyünü tercih etmeye başladı. Köye ilginin de artmasıyla, eski taş yapılar, mimari görünümlerine uygun olarak restore edilip, otel, pansiyon, restoran haline getirilerek ziyaretçilerin hizmetine sunuldu. Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, Truva ve Assos antik kentini gezmeye gelenler, vakit ayırıp Yeşilyurt köyüne de uğruyor. Yeşilyurt'ta, sürekli yaşayanların yanı sıra, büyük kentlerde yaşayan ve özellikle bahar ve yaz dönemlerinde gelerek köydeki evlerinde ikamet edenler de bulunuyor.

Ayrıca köyde Küçükkuyu Çetimhan Butik Otel diye şirin bir otel bulunuyor. Ayrıca otel de her türlü konfor düşünülmüş.Küçük bir havuzu da var.Ama dogal ortam korunmuş.

Sırtını Kazdağı’na yaslamış, çam ormanıyla bezenmiş Yeşilyurt Köyü’deki Çetmihan, tamamı orman ve vadi boyunca deniz manzaralı 16 oda kapasiteli. Tüm odalarda merkezi ısıtma sistemi mevcut. Bazı odalarında ayrıca şömine bulunuyor.Otel mutfağında genel olarak, sebze ve beyaz et ağırlıklı menüler hazırlanmakta. Yemeklerde ve kahvaltıda kullanılan malzeme yöre ürünlerinden özenle seçiliyor.Rehber eşliğinde yakın çevre ve dağlarda trekking gezileri düzenlenmekte. Yeşilyurt Köyü, Küçükkuyu, Assos, Afrodit Kaplıcası, Mıhlı Çayı, Zeus Altarı yakın çevrede gezebileceğiniz yerlerden bazıları.
Yeşil Yurt Köyüne Nasıl Gidilir
yeşilyurt’a istanbul’dan gidiyorsanız, iki alternatifiniz var.Mahmutbey gişelerinden otobana giriyorsunuz.Marmara ereğlisi’ne kadar gidiyorsunuz oradan otobandan ayrılıp, devlet karayolundan tekirdağ’a ulaşıyorsunuz.Çanakkaleye geçmek için Eceabat'tan arabalı vapuru seçiniz.İsterseniz Kilitbahir'den küçük motorlada karşıya geçebilirsiniz.Çanakkale’den önce ezine’ye oradan da ayvacık üstünden küçükkuyu’ya ve yeşilyurt köyü’ne ulaşıyorsunuz.Küçükkuyu- Yeşilyurt köyü arası 3 kilometre kadar sürüyor.
Eger kafanızı dinlemek istiyorsanız burası tam size göre.
Not:bilgiler ve fotograflar canakkaleolay.com'dan ve tatilium.com'dan alınmıştır.

20 Ağustos 2009 Perşembe

İGNEADA-KIRKLARELİ





İğneada adının aksine bir ada değil. Kırklareli ilinin Karadeniz kıyısındaki en güzel sahil beldelerinden biri. Doğa örtüsü göz alıcı. Karadeniz kıyısında 20 kilometre uzunlukta geniş bir kumsalı var. İğneada koruma altındaki yedi gölü, zengin doğası oksijen çadırından farksız havası ile çok az bilinen bir cennet. Kırklareli'nin Demirköy ilçesine bağlı sahil beldesidir.Kırklareli'ye 98 km Demirköy'e 26 Km uzaklıktadır. Karadeniz kıyısında 20 km uzunlukta geniş bir kumsala sahip olan İğneada koruma altındaki yedi gölü, zengin doğası vardır.





Karadeniz'in batısındaki son yerleşim bölgesi olan İğneada masmavi denizi, yemyeşil ormanı, ince kumlu sahili, gölleri ve dereleri ile doğa ile baş başa kalmak isteyenlerin adresi. Bulgaristan sınırına 12 kilometre uzaklıktaki bu doğa harikasının 20 kilometrelik kumsalının kumu altına benzetiliyor. Ancak bu benzetmede gerçeklik payı var. Maden Teknik Arama Enstitüsü (MTA) yıllar önce sahilde araştırma yapmış, kumların arasında altın zerrecikleri tespit etmiş. Ancak maliyeti çok fazla olduğu için çıkartmaktan vazgeçmiş. Böylece bırakmışlar. Bir başka deyişle bu kumsalda altınlar üzerinde yürüyebilir ve hatta güneşlenebilirsiniz. İğneada orman ve deniz arasında kalmış bir cennet. Önü uçsuz bucaksız Karadeniz ve arkası da Istranca dağları ve ormanı ile çevrili. Orman genellikle meşe ağacı ile örtülü. Yıldız (Istranca) Dağları'nın Karadeniz'e bakan yamaçları sık bir orman örtüsü ile kaplı. İğneada'nın doğusunda ve güneyinde kıyı kumulları ile nemli alüvyal tabanları kaplayan 'longoz' denilen orman topluluğu da var. Dünya üzerinde sadece 3 yerde olan Longos ormanlarından biri de İğneada'da. İğneada'da; Erikli, Mert, Hamam, Pedina, Saka, Sülüklü ve Ramana isimleriyle anılan yedi göl bulunuyor. Sazan, kızılkanat, kefal, levrek, ilerya gibi balık çeşitlerinin yaşadığı göller koruma altında. İstanbul'dan Silivri, Çorlu, Lüleburgaz, Pınarhisar ve Demirköy üzerinden 4 satte ulaşılabiliniyor. İstanbul'dan otobandan ilk Çerkezköy sapağından giriyorsunuz ve Saraya kadar otobandan daha güzel bir yoldan devam ediyorsunuz. Saray'dan geçip Vize-Poyralı'dan sonra İğneada istikametine sapıyorsunuz. Takriben 3 saat sürüyor. İkinci alternatif ise İstanbul, Lüleburgaz, Poyralı, Demirköy üzerinden İğneada. Bu yol diğerine göre 30-40 kilometre daha uzun. Poyralıdan sonra yollar çok dar ve çok virajlı. Yıldız Dağları'nda ise yollar çok daha tehlikeli. Dikkatli olmanız gerekiyor.
İğneada'da yaz turizminin başlamasıyla birlikte nüfus artışıda olur. Gelen turistleri postansiyel Otel ve Pansiyonlar karşılamaya yetmez genellikle. Dolayısıyla turistlerin Çadırda kalmaları gerekmektedir. Çadır herkesin tercih ettiği bir yöntem değildir. Dolayısıyla alternatiflere ihtiyaç duyulmuştur. Alternatif olarak İğneada halkı kendi evlerini veya kullanmadıkları evlerini ev pansiyon olarak yazlıkçı misafirlerinin hizmetine açmaktadır. Ev pansiyonlarda bir evde olan tüm imkanlara sahip olmaktasınız. Dolayısıyla İğneada'ya tatile gelirken kalacak yer endişesi yaşamanıza gerek yok. Mutlaka sizede kalacak bir Ev Pansiyon bulunur.Ev pansiyonlar hem ekonomik hemde rahattır.
İgneada'ya Nasıl Gidilir
İğneada 153 km'si otoban olmak üzere İstanbul'a 250 km uzaklıkta yer alıyor. İstanbul yönünden Edirne'ye doğru yol alan özel araçlılar Lüleburgaz ayrımında otobandan çıkarak Pınarhisar-Demirköy üzerinden Istranca ormanlarının doyumsuz manzarası arasında İğneada'ya ulaşıyor. Yolculuk için otobüsü seçenler İstanbul-Esenler Otogarı'ndan Berk ve Görkey Turizm'e ait seferler ile 5 saatte gidebilir. Günde 4-6 arasında sefer yapılan İğneada-İstanbul arası özel araçlarla yazın yaklaşık iki buçuk saat sürüyor.
Tatile ailenizle birlikte geliyorsanız sizin için biçilmiş kaftan olacaktır.
Not:Bilgiler ve fotograflar İgneada Belediyesi sayfasından alınmıştır.

KABAK KOYU(FETHİYE)-MUGLA







Çadırınızı alıp gidebileceginiz veya bungalovlarda kalarak huzur içinde tatil yapacagınız bir tatil ise aradıgınız işte Kabak koyu.

Ulaşımı zorlu bir koy.Kabak Koyu, Fethiye'de. Likya Yolu üzerindeki duraklardan biri. Popüler olmadığı için bölgede birkaç kamp dışında kurulu tesis yok. Çok az gidilen Kabak Koyu için herkes "Olimpos'un keşfedilmeden önceki haline çok benziyor" diyor. Çünkü ulaşımı zahmetli, konaklaması konfor arayanlara uygun değil.


Yürümek istemiyorsanız, ciple aşağıya inebilirsiniz. Kabak Koyu'nda birkaç kamp alanı var. Kamp alanlarındaki ağaç evlerde, çadırlarda kalabilirsiniz. Hazır bu kadar zahmete katlanıp gitmişken vadiye yürüyün. 800 metre yüksekliğindeki tepeye çıkın çevreyi seyredin. Aşağıya indiğinizde kumsalın keyfini çıkartın bu arada çevredeki sizi gözetleyen sincaplara çaktırmadan bakın.
Nasıl gidilir?
Kabak Koyuna Fethiye otogardan kalkan Faralya dolmuşlarıyla gidilebilir. Bu dolmuşlar aynı zamanda Ölüdeniz’e de uğrar. Ölüdeniz’den sonra stabilize denilebilecek tehlikeli bir yoldan Faralya köyüne ulaşılır. Bu yolculuk yaklaşık 1 saat sürer. Faralya köyünden sonraysa aşağı vadiye doğru yaklaşık 20 dakikalık bir patika yürüyüşü yapılır. Bu patikada ilerlerken Likya Yolu’nun bir bölümü olduğundan kırmızı-beyaz çizgilerle belirtilmiş işaretler takip edilmelidir.
Nerede Kalınır?
Kabak Koyunda birkaç kamp alanı bulunmaktadır. Bu kamp alanlarında ağaç evlerde,

kampın çadırında ya da kendi çadırınızda kalabilirsiniz. Kamplarda kalış ücretlerine sabah kahvaltısı ve akşam yemeği dahildir.Kamp alanlarına su ve elektrik ulaştırılmış. Fakat klima gibi lükslerin olmadığını söyleyelim.Ücretler gecelik 20 YTL ila 60 YTL arası değişiyor.
Yapmadan Dönmeyin
30 km.uzaklıktaki şelaleye gitmeden
Magaraya gitmeden
800 metrelik zirveye tırmanmadan dönmeyin.Ve en önemlisi okumak için yanınıza bol bol kitap alın.

19 Ağustos 2009 Çarşamba

ADRASAN(CAVUŞKÖY)-ANTALYA







Adrasan keşfedilmeyi bekleyen gizli bir cennet bence.Eger aradıgınız sessiz,sakin ve ailenizle geçirebileceginiz huzurlu bir tatil ise işte burası tam size göre.Etrafı daglarla çevrili yeşilin en güzelinin sergilendigi,mavinin en mavi oldugu bir koy Adrasan.Kısmi sit alanı ilan edildigi için tatil köylerinin kurulmadıgı bir koy. Buraların devamlı tatilcileri genelde aynı otelde kalıp her sene birbirleriyle karşılaşırlar.
Sürekli esen rüzgar sayesinde Antalyaya oranla 3-4 derece sıcagı daha az hissediyorsunuz. Antalya’nın Kumluca ilçesine bağlı ve 1996 yılında belde olmuş bir cennet. Çevresi çam ağaçları ile kaplı bir koya sahip. Adrasan ismi Rumcadan geliyor ve belde yeni adıyla Çavuş köy olarak da tanınıyor. Sırtını Beydağlarına dayamış olan koyun zemini kum ve denizi sığ çevresi ise karayolu olmayan birbirinden ilginç doğal güzelliklerle dolu. Su sporlarına meraklı olanlar için de, eşi bulunmaz bir parkur niteliği taşıyor.Deniz suyu sıcaklığı yüksek ve sezonu uzun yörede, özellikle berrak ve 29 metreye yakın sualtı görüş mesafesine sahip deniz, balıkadam ve sualtı fotoğrafçıları için yeterli şartları oluşturuyor.Adrasan’ın kapalı koyu, geniş ve uzun bir kumsala sahip. Her yerinden denize girme imkanı var. Koyun karşısındaki Musa Dağı’na bağlı Eliğ, tepesi çökmüş bir deveyi andıran silueti ile ilgi çekiyor. Koyun başında Markız tepesi yer alıyor. Adrasan koyunun her iki tarafından çıkılan orman içi yükseklikler, koyun ne kadar estetik olduğu konusunda fikir sağlayacak güzellikler sergiliyor.Adrasan’da düzenlenen faaliyetler arasında koyları gezmek için tekne turları, balık avı turları ve dalış turlarıda mevcut.Tatile gelenler dalış kursları alabiliyor. Daha önce hiç dalmamış olsalar bile deneme dalışı yapabiliyorlar veya deneyimli olanlar her gün grup dalışlarına katılarak Pırasalı ada mevkii ile Sulu ada karşısındaki Hacivat mevkii’nde 25-30 metrede dalış gerçekleştirebiliyor. 1 hafta kursa katılan öğrenciler kurs sonunda bir yıldız dalış sertifikası alabiliyor.Yörede ki yayla’da yaşayan yörük köylüleri kendi ürettikleri tulum peyniri, tereyağı, kokulu portakal balı ve köy yumurtasını çevredeki turistik tesislere vererek değerlendiriyorlar.
Bisiklet ile uzun yol yapmaktan ya da uzun süren maceralı yürüyüşlerden hoşlananlar için Adrasan'dan Sazak Koyuna kadar 3-4 saat kadar süren bir patika mevcut.Rehber eşliğinde gidilmesi gereken yol, elektrik dahi olmayan Sazak Koyunda son buluyor.Medeniyetten uzak bu koya uğrayan tekneler ile Adrasan'a dönebilirsiniz.
Adrasan'a Nasıl Gidilir?
Özel arabanızla geliyorsanız Antalya'dan Kemer istikametine gidiyorsunuz, Kemerden sonra Tekirova'yı geçtikten sonra yolun solunda Olympos, Çavuşköy (Adrasan) tabelasınını görüyorsunuz. Deniz yönüne uzanan biraz virajlı ve çam ağaçlı 20 km'lik asfalt yola giriyorlar. 15 km sonra Olympos sapağı geliyor sapmadan devam ettiğinizde Çavuşköy meydanına geliyorsunuz, Jandarma merkezinden sola sahile inen yola dönüp yaklaşık 2 km devam ettikten sonra karşılaşacağınız çınar ağacı ve camiden sola dönerek dere kenarından kısa bir süre yol almanız yeterli oluyor. Deniz yönüne uzanan biraz virajlı ve çam ağaçlı 20 km'lik asfalt yola giriyorlar. 15 km sonra Olympos sapağı geliyor sapmadan devam ettiğinizde Çavuşköy meydanına geliyorsunuz, Jandarma merkezinden sola sahile inen yola dönüp yaklaşık 2 km devam ettikten sonra karşılaşacağınız çınar ağacı ve camiden sola dönerek dere kenarından kısa bir süre yol almanız yeterli oluyor.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

ESKİŞEHİR(MERKEZ)










İç Anadolu Bölgesinde yer alan Eskişehir doğal güzellikleri ile yeni bir turizm merkezi olmayı amaçlamaktadır.Yunus Emre,Nasrettin Hoca gibi tarihi kişileri yetiştiren Lületaşı ve kaplıcaları ile ünlü şirin bir ilimizdir.Eskişehire gittigimde hayran kalmıştım hem şehrin güzelligine hem insanların çagdaşlıgına.Adı eski olan şehir bence çok modern bir şehirdir.
Yeraltı suları açısından oldukça zengin olan Eskişehir'de:Eskişehir Kaplıcaları,Hasırca kaplıcası,Kızılinler kaplıcası,Aşagı ve Yukarı ılıca,Uyuz Hamam kaplıcaları(Alpuda),Çifteler hamamı(Çiftelerde),Çardak kaplıcası(Günyüzünde),Sakarılıca kaplıcaları,Yarıkçı kaplıcası(Mihalıççıkda),Laçin Maden suyu(Sarıcakayada) bulunmaktadır.
Eger merakınız magara gezisi ise işte tam olmak istediginiz yerdesiniz.Yelinüstü magarası,Yelini magarası,Beyyayla düdeni,Ulubük magarası,Kara magara,Karakaya magarası,Sarıkaya magarası,İnönü magarası size bu zevki yaşatacaktır.
İnönü Planör Kampı : Atatürk’ün emri ile kurulan İnönü Türk Hava Kurumu Planör ve Paraşüt Kampı ülkemizde paraşüt ve planör eğitiminin verildiği önemli merkezlerden biridir. Yaz aylarında paraşüt, planör, yelken kanat, yamaç paraşütü, mikrolayt ve balon kursları verilmektedir. Tesis hem havacılık eğitimi hem de piknik için idealdir.
Ayrıca Eskişehir de birçok mesire yeride mevcuttur.Bunlardan bazıları:Fidanlık orman içi dinlenme yeri,Bademlik,Musaözü barajı,Şelale orman içi dinlenme yeri,Karataş orman içi dinlenme yeri,Hasırca,Şoförler çeşmesi,Regülatör......
Midas anıtını gezmeden,meşhur çig böregin tadına bakmadan,Eskişehir Odunpazarı evlerini görmeden bu şehirden ayrılmayın derim.
NASIL GİDİLİR
Karayolu: Eskişehir, ülke ulaşım sistemi içinde önemli bir konuma sahiptir. İstanbul’un İç Anadolu ile Ankara’nın da Güney Marmara ve Batı Anadolu ile bağlantısını sağlayan yollar üzerinde önemli bir duraktır.
Eskişehir’in ana karayolu bağlantısı İstanbul-Eskişehir-Ankara devlet yoludur. Adapazarından ayrılan bu yol güneye inerek Bilecik’ten geçer ve Bozüyük’ten doğuya yönelerek Eskişehir İl sınırı içine girer. Tüm ili kuzeybatı-güneydoğu yönünde geçen bu yol il ulaşımının omurgasıdır. Merkez ilçe ve Sivrihisar bu yol üzerinde yer alır. İl’in diğer karayolu bağlantıları bu yoldan ayrılır.Eskişehir’de ulaşımı olmayan köy bulunmamaktadır. Otogar Tel: (+90-222) 227 88 00 - 227 88 01
Demiryolu:Eskişehir, ülke demiryolu sisteminin en önemli kavşak noktalarındandır. Ankara ve tüm Anadolu’ya bağlantılıdır. Merkezi garlar arasındaki mesafeler Eskişehir-Ankara 264 km., Eskişehir-Haydarpaşa 375 km., Eskişehir-Afyon 162 km.dir.
Devlet Demiryollarının il içindeki uzunluğu 215 km.dir. Her yöne giden ekspres ve posta trenlerinin kilit noktası durumundadır.
İstasyon Tel: (+90-222) 225 55 55
NE YENİR
Göceli Tarhana, harşıl, çerkez sofrası, çiğ börek, katlama böreğini yerel yemek çeşitleri arasında sayabiliriz.
Eskişehir Hayal kahvesi Tel:0.222.320 82 20
Buda Bar Tel:0.222.330 88 88
Toprrak restaurant Tel:0.222.228 05 30
Ekrem Restaurant Tel:0.222.231 65 58
NEREDE KALINIR
Anemon Otel 0 222 340 66 66
Yimpaş Otel 0 222 220 35 70
Atışkan Otel 0 222 232 45 45
Büyük Otel 0 222 230 68 00
Soyiç Otel 0 222 230 71 90
Has Termal Otel 0 222 221 40 30
Şale Otel 0 222 220 73 20
Uysal Otel 0 222 221 43 53
Altınes Otel 0 222 315 06 06
Arslan Otel 0 222 231 09 09
Sultan Otel 0 222 231 83 71
Gürgenci Apart Otel 0 222 230 43 43
Sakarıılıca Termal Otel 0 222 621 22 51-52
Not:Fotograflar Eskişehir Kültür ve Turizm Bakanlıgı sayfasından alınmıştır.

TUNCELİ(MERKEZ)





Dogu Anadolu Bölgesinin incisi olan Tunceli.Daglık ve engebeli arazilerle dolu kışların sert geçtigi yazların yayla havasında yaşandıgı çok güzel bir ilimizdir.
Kaleleri:Mazgirt Kalesi,Çemişgezek Kalesi,Kale Köyü Kalesi,Bağın Kalesi,Pertek Kalesi,Derun-i Hisar Kalesi gezilecek yerler arasındadır.
Sportif faaliyetler:Rafting: Tunceli sınırları içerisinde akıp giden Munzur, Pülümür ve Peri suları gerek debileri, gerekse akış hızları itibari ile rafting (kano) sporu yapmaya oldukça elverişli sulardır.
Doğa Yürüyüşü: Ovacık ilçesinin kuzeyindeki Munzur sıra dağları ile ilçenin güneyindeki meşelik tepeler, İlin kuzeydoğusunu kaplayan ve yüksekliği 3292 metreye varan Karasu-Aras dağları ile Bağırpaşa dağları dağcılık ve doğa yürüyüşü sporlarına olduğu kadar kayak için de uygundur.

Kiliseler:Mazgirt’te bulunan Ermeni Kilisesi kesme ve moloz taş karışımı bir yapı olup, dört yapraklı yonca planındadır. Beşik tonozlu girişten, kubbeli ana mekana girilir. Doğudaki apsis yarım kubbeyle örtülüdür. Yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen kilisede, 18. yüzyıla ait olduğu sanılan freskler bulunmaktadır. Tescilli olan kilisenin tavanı çökmüş olmakla birlikte duvarları halen sağlamdır.Hozat’a bağlı Geçimli Köyünde bulunan kilisenin hangi döneme ait olduğu bilinmemektedir. Bölgedeki diğer kiliselere göre daha büyük olan kilisenin tavanı çökmüş olup duvarları sağlamdır.
Mesire Yerleri:Kutudere mesire yeri,Tunceli-Elazığ karayolu üzerinde, il merkezine 8 Km. uzaklıktaki Dinar Deresi çevresi, Munzur Suyu ve Mercan Deresinin birleştiği bölge, Pülümür Çayı ile Yastık Deresinin birleştiği bölge, Pertek Feribot İskelesi çevresi, Keban Baraj Gölü kıyıları, zengin bitki örtüsü ve doğal güzellikleri ile mesire yeri ve çeşitli rekreasyon etkinlikleri için cazip alanlardır.
Şelale:Dereova Şelalesi:Gelin Pınarı olarak ta bilinen şelale, il merkezine 46 Km., Nazimiye ilçe merkezine 11 Km. uzaklıkta, Dereova Köyündedir. 20 metre yükseklikten 3 kaynaktan yaygın bir şekilde dökülen sular, Pülümür Çayının kollarından biri olan ve çok derin bir vadide akan dereye karışmaktadır. Şelale hem çevresine serinlik katmakta, hem de yaz ve kış aylarında çok etkileyici ve farklı bir manzara sunmaktadır. Kışın şelale sularının donmasıyla oluşan sarkıt ve dikitler, eşsiz bir manzara meydana getirmektedir. Şelalenin çevresi çok dik eğimli olup bodur meşe ormanları ile kaplıdır.

Hamam-ı Atik(eski hamam),yeni hamam,Hamidiye Medresesi,Yusuf Ziya Paşa Köprüsü,Aşagı Köprü,Sivdin Köprüsü,Baş Çeşme,Meydan Çeşmesi,Derviş Hücreleri ve Mezar Taşları görülmesi gereken diger güzellikleridir Tuncelinin.

Saglık Turizmi:Dedebag kaplıcası,Anafatma kaplıcası,Aşagı doluca kaplıcası,Karaderbent köyü kaplıcası ve Sütlüce içmecesi
Akarsular ve Vadiler:Munzur Suyu, Pülümür Çayı, Peri Suyu, Mercan ve Tahar Çaylarının bol, berrak ve temiz sularında çok çeşitli balıklar yaşamaktadır. Başta alabalık olmak üzere Tunceli için önemli bir ekonomik değer olan balık varlığı, sportif balıkçılık için de potansiyel oluşturur. Alabalık, balık popülasyonu içinde yöreye özgü kırmızı benekli endemik türü ve lezzeti ile turizm açısından da önem taşımaktadır. Munzur Suyunda alabalık, kepenez ve dargın balığından başka güneyde suyun ısındığı kesimlerde yayın balığı yaşamaktadır. İldeki diğer akarsularda alabalık, kepenez ve çay balığı bulunmaktadır.
Yapmadan Dönme:
Munzur Vadisi Milli Parkını Gezmeden,Dertlere deva doğal ortamında kendiliğinden yetişen yaban “Dağ Sarımsağı”nı alıp-yemeden,Kutudere Mesire yerinde kavurma yemeden,Yaz aylarında Pülümür Suyunda yüzüp serinlemeden,Munzur Suyunun çıkış yeri olan Ovacık İlçesinde bulunan 40 Gözeleri görmeden ve orada piknik yapmadan,Ülkemizde tanınan meşhur “Şavak Tulum Peyniri”ni almadan,Munzur Vadisi Milli Parkındaki ve Pülümür Vadisindeki yabanıl yaşamı fotoğraflarla belgelemeden,Arıların Pülümür Vadisinde bulunan yüzlerce çeşit çiçeklerden ürettiği doğal ve eşsiz lezzetteki her derde deva “Pülümür Balı”nı almadanNazımiye Dereova Şelalesinin eşsiz güzelliği altında dinlenmeden dönmeyin.
Ayrıca eger belirlenen aylarda Tuncelideyseniz,haziran ayında kutlanan Çemişgezek Dut ve Peynir Festivali,Temmuz ayında kutlanan Munzur Kültür ve Doga Festivaline katılmadan dönmeyin.
NASIL GİDİLİR
Karayolu: Tunceli, güneyden Elazığ, kuzeyden Erzincan ve Erzurum illerine bağlayan devlet karayolu üzerindedir. Otogar Tel : (+90-428) 212 48 59
Havayolu: Tunceli’ye en yakın havaalanı, kent merkezine yaklaşık olarak 120 km. uzaklıkta yer alan ve iç hatlara hizmet veren Elazığ Havaalanıdır.
NE YENİR
Oldukça zengin yemek kültürüne sahip olan Tunceli'nin yöresel yemekleri arasında Zerefet (Babiko), Sirekurt, Sirepati, Keşkek, Kavut, Patila unlu yemeklerine örnek verilebilir. Yöreye özgü bitki ve sebze yemeklerinden, Gulik Yemeği, Mantar Yemeği, Döğme Çorbası, Döğme Pilavı, Gulik Çorbası, Guriz Yemeği ile kurutulmuş sebze yemekleri sayılabilir. Geleneksel yöresel tatlılar arasında Helva, Dut Tatlısı, Aşure, Pancar tatlısı, Kabak Tatlısı, Heside (sulandırılmış Dut pekmezi, un ve tereyağı) ile baklava yer almaktadır.
Alabalık Turistik Tesisleri (*Yıldızlı) Moğultay Mah. Tepebaşı Mevkii, Kışla Cad. No:32 TUNCELİ 32 64 0(428) 212 47 09
NEREDE KALINIR
Tekinoğlu Turistik Pansiyonu Pulur Mah. Şehiriçi Mevkii Yeşilyazı Caddesi OVACIK 18 36 0(428) 511 28 88
Alabalık Otel - Merkez Adres1 : Merkez - Tunceli Telefon : +90 (428) 212 47 09
Celal Çolak Otel - Ovacık -Tunceli/Ovacık Adres1 : Pulur Mah Ovacık - Tunceli Telefon : +90 (428) 511 23 82
Demir Otel - Merkez -Tunceli/ Adres1 : Moğultay Mahallesi Ata Sokak Tunceli Telefon : +90 428 212 15 51
Not:fotograflar ve bilgiler Tunceli Kültür ve Turizm Bakanlıgı sayfasından alınmıştır.

16 Ağustos 2009 Pazar

İNEBOLU-KASTAMONU















Batı Karadeniz bölgesinde yer alan ve Kastamo'nun ilçesi olan İnebolu görülmeye deger bir Karadeniz şehridir.İnebolu`da Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Korumu Kurulu'nca koruma altına alınan 350 adet ev vardır. İlçede turistik belgeli işletme yoktur. Ancak Boyranaltı sahilinde bulunan Belediye ve Özel İdare Müdürlüğüne ait Yakamoz Tatil köyü turistik niteliği taşımaktadır. Ayrıca Öğretmenevi Turizm Ötelcilik Meslek Lisesine bağlı uygulama oteli de yazın turistik fonksiyon görmektedir. Cide ve Abana yolları güzergahındaki bir çok koylardan plaj olarak yararlanılmaktadır.Halkın ve İnebolu’ ya gelenlerin büyük çoğunluğu Boyranaltı sahilinde denize girmektedir. Özelliklede Özlüce Köyü Sahilleri çadır ve karavan turizmi için çok elverişlidir. Halk tarafından kullanılan ve ilçenin değişik mevkilerinde bulunan isim yapmış mesire yerleri, Geriş tepesi, Marazın Kahvesi, Manasır Çayı, Adıyaman Çayı, İskele Burnu, İncir Altı, Çınar Altı, Apaş Tepesi, Ersizler Dere, Musa Köyü Çağlayanı, Gemiciler Köyü, Yeni Mahalle ve Karadeniz mahallesi ile Karaca mahallesidir.
İnebolu İlçesinin tamamı Müze Kent konumunda olup, özellikle gezip görülmesi gereken yerlerin başında İstiklal Madalyası ve Atatürk'ün İnebolu'da kaldığı 3 gün zarfında kullandığı özel eşyalar ile çevreden toplanmış tarihi ve kültürel değerlere sahip eser ve materyallerin sergilendiği , Şapka ve Kıyafet devriminin yapıldığı tarihi Türk Ocağı binası ve müzesi gelmektedir.
Geriş Tepesi Ören yeri, Apaş tepesi Ören yeri, Musa Köyü şelalesi, Dibek Köyü bıçakçılar mahallesi, Karadeniz mahallesi, Yeni mahalle, Karaca mahallesi, 7 asıdır dimdik ayakta duran çınar ağacının bulunduğu Gemiciler köyü gezilip görülmesi gereken yerlerdendir.
İnebolu'ya Nasıl Gidilir?
Yola İstanbul'dan çıkıyorsanız E-5 karayolu ya da TEM otobanını kullanarak,Gerededen – Karabük – Safranbolu – Araç-Kastamonu ve Dünya Doğayı Koruma Vakfının “acil koruma” altına aldığı KÜRE dağlarının manzarası ve 30 kilometre uzunluğundaki maden taşıma teleferiğinin yol arkadaşlığı ile 7 saatte (600 km) ulaşabilirsiniz. Ankara'dan geliyorsanız 4 saatlik (345 km) ILGAZ VE KÜRE dağları ile iç içe olabileceğiniz bir yolculukla Çankırı - Ilgaz – Kastamonu üzerinden İneboluya gelebileciğiniz gibi yine E-5 karayolu ya da TEM otobanını kullanarak,Gerededen – Karabük – Safranbolu – Araç-Kastamonu ve Dünya Doğayı Koruma Vakfının “acil koruma” altına aldığı KÜRE dağlarının manzarası ve 30 kilometre uzunluğundaki maden taşıma teleferiğin yol arkadaşlığı ile 5 saatte (415 km) İneboluya ulaşabilirsiniz.